Haber
March 14, 2012

Atölye Programları

yazan

İstanbul Tasarım Bienali ön etkinlikleri kapsamında düzenlenen atölye çalışmaları tamamlandı.

İstanbul Tasarım Bienali, 22-27 Mart 2012 tarihleri arasında, Türkiye’deki tasarım eğitimini ön plana çıkarmak, kurumları, öğrencileri ve sanayi temsilcilerini tasarımcılar ile buluşturarak, birbirlerinden öğrenmelerini, etkilenmelerini sağlamak amacıyla bir dizi Atölye Çalışması düzenledi. Bienalin “Kusurluluk” (Imperfection) teması çerçevesinde yapılan çalışmalar, yurtiçi ve yurtdışından yaratıcı endüstrilerdeki profesyoneller ile farklı markaları üniversite öğrencileriyle bir araya getirerek, düşünme ve üretme süreçlerini birlikte deneyimlemeleri için imkân sundu.
Altı günlük bir süre içinde, eş zamanlı olarak 9 farklı mekânda yürütülen 11 atölye çalışmasında toplam 201 üniversite öğrencisi, 30’a yakın uluslararası tasarımcıyla çalışma olanağı buldu.

İstanbul Tasarım Bienali atölye çalışmalarına katılmak üzere İstanbul’a gelen tasarımcılar arasında, Designer of the Future ödülüne layık görülen kil tasarımcısı Max Lamb, yemek tasarımının önemli isimlerinden şef Marc Bretillot, mimarlık dünyasının yakından tanıdığı Luis Urculo, ürün tasarımı ve özellikle Hermes, Fendi gibi önde gelen markalarla yaptığı çalışmalarla isminden söz ettirmiş olan Anon Pairot ve doğal ve gündelik malzemelerle değerli takı tasarımları gerçekleştiren Amina Agueznay gibi tanınmış isimler yer aldı.

İstanbul Tasarım Bienali eş sponsorlarından Koray Şirketler Topluluğu, Vestel ve VitrA’nın yanı sıra Coca-Cola, Matraş, Nef ve ROMAN Hazır Giyim sponsorluğunda gerçekleştirilen Atölye Çalışmaları sonucunda ortaya çıkacak işler, fikirler, ürünler ile sürecin kendisi, İstanbul Tasarım Bienali süresince çalışmaların gerçekleştirildiği mekânlar/ortamlarda sergilenecek. Atölye çalışmalarının sergileneceği mekânlar ve etkinlik bilgileri, İstanbul Tasarım Bienali program kitapçığında ve haritasında da yer alacak.

Design Quartier Ehrenfeld, Domaine de Boisbuchet, Made in Şişhane, SALON Amsterdam/İstanbul, Sürdürülebilir Yaşam için Tasarım ve İnovasyon Girişimi ve TAG Platform gibi her biri alanında öncü olan kurum ve ekipler önderliğinde yürütülen çalışmalar, partner firma ile birlikte belirlenen mekânlarda gerçekleştirildi..

Tüm katılımcılar, 27 Mart Salı günü Beyoğlu Gençlik Merkezi’nde bir araya gelerek, atölye süreçlerini ve ortaya çıkartılan ürünleri sundu.

ATÖLYE ÇALIŞMALARI PROGRAMI

• Domaine de Boisbuchet Atölyeleri
İstanbul Tasarım Bienali Danışma Kurulu Üyesi ve Vitra Tasarım Müzesi kurucusu Alexander von Vegesack tarafından kurulan Domaine de Boisbuchet, mimarlık ve tasarım konularında uluslararası atölye çalışmaları yürütüyor. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında Domaine de Boisbuchet ile yapılan işbirliğiyle kendi alanlarında uzmanlaşmış beş tasarımcının yürütücülüğünü üstlendiği beş farklı çalışma gerçekleştirildi.

Max Lamb ile Kil Seramik Atölyesi
VitrA’nın sponsorluğu, Domaine de Biosbuchet işbirliği ve İngiliz kil tasarımcısı Max Lamb’in yürütücülüğüyle, “Kil Fabrikası” temalı atölye çalışması 15 öğrencinin katılımıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü Seramik Atölyesi’nde gerçekleştirildi.
İstanbul Tasarım Bienali ön etkinlikleri kapsamında düzenlenen atölyeye katılan öğrenciler, kil seramik kullanarak 1.500 adet obje üretti. Katılımcı öğrenciler, Max Lamb yürütücülüğündeki 5 günlük çalışma süresince 5 ayrı tasarım uygulamasıyla bu alanda deneyim kazandılar. Seri üretime bir alternatif olarak el üretiminin “Kusurluluk” değerini vurgulamaya çalışan atölyede, bir saat gibi kısa bir sürede 20 farklı obje üretimiyle başlayan çalışmalar giderek hızlandı. Öğrenciler, çalışmalarının son gününde seri üretime yönelik işlevsel bir obje tasarlayıp, bu objelerin elle üretilmiş 40 örneğini sundular. Bu tasarımlar arasında kalem kutusu, peçetelik, mumluk, sütlük, kase, küllük, Türk kahvesi fincanı ve cezvesi, aydınlatma ünitesi, sosluk, lavanta dövücü ve yemek tabağı gibi günlük hayatta kullanılan nesneler de yer aldı.

Marc Bretillot ile Yemek Tasarım Atölyesi
“Geleceğin Yemeği” temalı atölye çalışmasının yürütücülüğünü ünlü yemek tasarımcısı Marc Bretillot ve asistanı Jacobo Sarzi üstlendi. Armutlu’daki Dükkan Steakhouse’un mekân desteğiyle gerçekleşen çalışmaya, mimarlık, peyzaj mimarlığı, grafik tasarımı, gastronomi ve iletişim gibi yaratıcı disiplinlerde eğitim gören 13 öğrenci katıldı.
Yaratıcılık eğitiminin nasıl verilmesi gerektiğini henüz tam olarak bilmediğimizi belirten Bretillot, tasarım eğitimi veren okullardan öte yeni fikirlerin doğabileceği ortamlar yaratmanın gerekli olduğunu savunuyor. Tasarımı bir soru sorma stili olarak tanımlayan Bretillot’nun yürüttüğü ”Geleceğin Yemeği” isimli atölye çalışmasında, çağdaş insanla gıda arasındaki ilişki sorgulandı.
“Büyük şehirlerde ve küçük köylerde artık aynı ürünler mi tüketiliyor? Eğer öyleyse, gelecek nesiller için de böyle mi devam edecek? Torunlarımızın yiyecekleri gelecekte nasıl değişecek?” gibi soruların cevaplarını arayan çalışma süresince jelatin, silikon, çikolata, meyve ve sebze gibi sıkça kullanılan malzemelerden yararlanarak geleceğin yiyecek ve içecek ürünlerine yönelik bir vizyon geliştirildi. Katılımcı öğrenciler, limon, kivi, patlıcan ve kabak gibi yiyeceklerden oluşan melez sebze ve meyveler, paketlenmiş ev yemekleri ve marka formunda tasarlanan yiyecekler gibi çeşitli ürünler ortaya çıkardılar. “Geleceğin Yemeği” isimli atölye çalışması sırasında Tupperware tarafından sağlanan ürünler kullanıldı.

Luis Urculo ile Mimarlık Atölyesi
Mimarlık dünyasının yakından tanıdığı Luis Urculo tarafından yürütülen ve 21 öğrencinin katıldığı atölye çalışması, NEF sponsorluğunda gerçekleştirildi. NEF Bebeköy’de gerçekleşen ve ‘‘Bir (Tasarım) Savaş Alanı’’ olarak İstanbul’u ele alan atölye çalışmasının hedefi, şehrin mimarisini farklı yöntemlerle tekrar keşfetmek olarak belirlendi. Atölye çalışma sürecini özetleyen Luis Urculo, ‘‘Çalışma üç adımdan oluşuyordu diyebiliriz: İlk adım şehri görünmez izlerle tanımlamak için yapılan çizimlerin hazırlanması. Bu çizimler arasından mekânları tanımlayabilecek semboller seçiliyor. En son olarak da insandan baskı makinesi yaratabilmek için doğru materyallere karar verildi. Ama her aşamanın ortak bir noktası var ki, o da her birinde belirli limitlerin var olması. Birinci adımda katılımcıların 10 saniye gibi kısa bir zamanda mekândaki gerçekliği sembolize eden çok sayıda çizimi kâğıda dökmeleri gerekiyor. İkinci adımda limitlerle oluşturduğumuz bu sembollerin yine çalışma zorluğu nedeniyle limitlere sahip linolyum malzemesine aktarılmasıdır. Bu malzeme de doğası gereği mükemmelliğe izin vermez. Son adımda bu malzeme ile ne tür bir yüzeye baskı yapılacağına karar vermektir ki bu yüzey ne olursa olsun, kumaş ya da duvar ya da başka herhangi bir yüzey, tam hassasiyet sağlanamayacaktır. Böylece sonunda birçok “kusurlu” katman bir araya gelerek şehrin gerçeğini yansıtır. Buna bir anlamda kentsel içeriğin, kamuflaj tekniği kullanarak yaratılan, “kusurlu” bir temsili diyebiliriz. Tabii burada biz, sıra dışı olarak, kamuflaj yaratmak için doğadan değil şehir dokularından ilham alıyoruz. Oluşturulan tüm çalışmalar tamamıyla İstanbul için yaratılmış oldu. İlham alınan mekânlar öğrenciler tarafından şehrin farklı noktalarında seçilmişti. Bu yüzden ortaya çıkan sonuçlar dünyanın başka hiç bir şehrinde aynı şekilde oluşamazdı. Tüm desenlerde İstanbul’un izleri var.’’ dedi.
Ölçek olgusunun ve mimarinin bizlere gösterdiği limitleri aşarsak yeni cevaplar bulabileceğimizi ve mimariyi yeniden tanımlayacak araçlar keşfedebileceğimizi savunan Urculo, öğrencilerin ortaya çıkardığı işleri sürprizlerle dolu ve ilham verici bulduğunu belirtti.
Mimari ve grafik tasarım disiplinleri arasındaki ilişkilerin irdelendiği ve bu alanlarda limitlerinin zorlandığı atölye çalışmasının ürünleri, İstanbul Tasarım Bienali’nin yanı sıra, Domain de Boisbuchet’de de sergilenecek.

Amina Agueznay ile Takı Tasarım Atölyesi
Takı tasarımı yöntemlerini mimarlık bilgisinden esinlenerek ortaya koyan Faslı tasarımcı ve mimar Amina Agueznay’ın yürütücülüğünde gerçekleşen atölye çalışmasına çeşitli disiplinlerde eğitim alan 15 öğrenci katıldı. Domaine de Biosbuchet işbirliği ile gerçekleşen ve‘Kusurluluk’ temasının yorumlandığı çalışmada, karton, kâğıt, ip gibi tamamen doğal ve günlük malzemeler kullanılarak birbirinden ilginç kolye, küpe, şapka ve büstiyer tasarımları ortaya çıkartıldı. Takı konusunda alışılagelmiş algıları yıkacak yöntemlerle yaratılan ve farklı bir estetik sunan ürünler güzellik, geçicilik, doğaçlama, süreç, el yapımı, dönüşüm ve hoşgörü gibi anahtar kelimelerden hareketle tasarlandı. Bu atölye çalışması, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin mekan desteği ile gerçekleştirildi.

Anon Pairot ile Deri Tasarımı Atölyesi
Taylandlı ürün ve mobilya tasarımcısı Anon Pairot yürütücülüğünde ve Matraş sponsorluğunda gerçekleştirilen atölye çalışması kapsamında,16 öğrenci ve 8 teknisyen beş günlük bir süre içinde toplam 48 parçadan oluşan 3 farklı koleksiyon hazırladı.
Katılımcı öğrencilerin oluşturdukları ilk koleksiyonunun çıkış noktası, Matraş fabrikasından temin ettikleri herhangi bir malzeme ve aksesuarı kullanarak ‘Çirkin’ kavramına yeni bir tanım getirmekti. Güzel bir ürünün, çirkin tanımını kavramadan üretilemeyeceğini belirten çalışmanın ilk koleksiyonu için, ayakkabı kutusu, şapka, kemer, çanta, kolye, eldiven ve defter gibi ürünler tasarlandı. Günümüzde, insanların sorumluluk hissetmeden tükettiklerine dikkat çeken ikinci koleksiyonda ise, belirlenen tasarım problemlerine çözüm getirmeyi hedefleyen çanta tasarımlarına ağırlık verildi. Oluşturulan son koleksiyonun sonuç ürünleri ise pelerin, etek, pantolon askısı, uyku tulumu, yelek, kum torbası ve çanta gibi çeşitli işlevlerden en az iki tanesini içeren yaratıcı tasarımlardı.
Kusurluluk temasından hareketle ortaya çıkan koleksiyonlarda tasarım süreçlerindeki el işçiliğine vurgu yapıldı. Atölye çalışması İkitelli’deki Matraş Fabrikası’nda gerçekleştirildi.

Tasarımda Özelleştirme (Customization) – Vestel
Vestel’in sponsorluğunda, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yer alan Vestek Araştırma ve Geliştirme A.Ş.’de gerçekleşen, “Tasarımda Özelleştirme” (customization) temalı atölye çalışmasının yürütücülüğünü Vestel Beyaz Eşya Endüstriyel Tasarım Grubu Yöneticisi Murat Hondu ve Vestel Beyaz Eşya Endüstriyel Tasarım Grubu uzman tasarımcılarından Nuray Işık üstlendi.
Atölye katılımcıları Marmara, TOBB, Okan, Ege, İzmir Ekonomi, Yıldız Teknik, Yeditepe ve Maltepe üniversitelerinde endüstri ürünleri tasarımı, grafik tasarım ve iç mimarlık ve çevre tasarımı bölümlerinde okuyan öğrencilerden oluştu. Katılımcılar, belirlenen 17 şehrin (İzmir, Van, Mardin, Konya, Antalya, Çanakkale, Ankara, İstanbul, Kayseri, Hatay, Gaziantep, Adana, Kastamonu, Eskişehir, Kütahya, Bursa, Trabzon) özelliklerini analiz ederek, soğutucu ürün (buzdolabı) tasarımını, tanımladıkları bu kentler doğrultusunda özelleştirdiler.
Atölyenin ilk aşamasında katılımcı öğrencilerden, belirlenmiş 17 ili, tarihi ve kültürel doku, yemek kültürü ve alışkanlıkları, kendine has yaşam tarzı gibi belirgin özelliklerini incelemeleri ve bunun sonucunda seçilen şehre ait tema ve anahtar kelimeler sunmaları istendi. Sonrasında ise bu temalardan yola çıkarak teknik, işlevsel ve estetik açıdan “özelleştirme” temasına uygun tasarımlar gerçekleştirmeleri beklendi.

Herkes için Tasarım Atölyesi – TAG Platform
Kentsel tasarım ve kent mekânlarında farkındalık yaratma konusunda uzmanlaşan TAG Platform’un liderliğinde ve Koray Şirketler Topluluğu sponsorluğunda gerçekleştirilen atölye çalışması, sokakları ve insanların kentle, kentteki tasarım problemleri ile olan ilişkilerini ele aldı. Tasarımın farklı disiplinlerinde eğitim alan 16 üniversite öğrencisinin katıldığı çalışma, TAG Platform üyelerinden Banu Binat, Erkan Nazlı, Neslihan Şık, Zekiye Nazlı’nın yanı sıra EIDD (Design for All Europe) temsilcisi Pete Kercher ve Yelta Köm tarafından yürütüldü.
Atölye çalışması için, farklı ulaşım araçlarının (vapur, otobüs, tramvay, otomobil vb); farklı kentsel altyapıların (köprü, altgeçit, park, otopark, vb), farklı kentsel fonksiyonların (ticaret, ulaşım, turizm, vb.) ve farklı kent kullanıcılarının bir arada bulunduğu bir alan olarak tanımlanan Karaköy Bölgesi seçildi.
Üç aşamadan oluşan atölye sürecinde ilk aşama katılımcı öğrencilerin Karaköy Bölgesi’nde farklı rollere bürünerek, kente dair deneyimler edinmeleriyle başladı. İkili gruplar halinde yürütülen çalışmada yollar, kaldırımlar, kamusal alanlar ve ulaşım alternatifleri gibi günlük yaşamın gerektirdiği tüm faaliyetler, farklı kimliklere bürünerek analiz edildi. İkinci aşamada ise, bu deneyimlere ait veriler haritalar üzerine işlenerek değerlendirildi. Alana ait farklı okumalar ve kilit noktalar belirlenerek, bu çalışmalar görselleştirildi. Son aşamada ise, kent üzerine yapılan tüm bu okuma ve tespitlerin sadece ilgili kişilerin dikkatine sunulmaktan çıkarılıp kentin tüm kullanıcılarının dikkatine sunulmasını sağlayacak bir kampanya tasarlandı.
Kampanya için, Karaköy’ün günlük kullanıcılarının karşılaştığı engeller bank kapmaca, yumurta taşıma, otobüs barfiksi gibi esprili oyunlar olarak kurgulandı ve genel bir olimpiyat konsepti hazırlandı. Karaköy Olimpiyatları Kampanya’sı, atölye çalışmasından sonra sosyal medyadan desteklenerek, İstanbul Tasarım Bienali’ne kadar geçecek sürede, genel kullanıcıların kentlerdeki tasarlanmış / tasarlanmamış noktalara özellikle dikkat eder hale gelmesini hedefliyor.

More Than Design Atölyesi – Design Quartier Ehrenfeld & Made in Şişhane

İstanbul merkezli proje “Made in Şişhane” ve Köln merkezli Alman girişimi “Design Quartier Ehrenfeld” tarafından yütülen, “More Than Design” atölyesi İstanbul Tasarım Bienali ön etkinlikleri programının bir parçası olarak gerçekleştirildi.
Aslı Kıyak İngin ve Sabine Voggenreiter liderliğinde, “Kusurluluk” temasını ele alan atölye çalışmasında, bu temanın İstanbul üzerinden tartışılması ve çağdaş tasarıma yeni bir yaklaşım getirebilmesi hedeflendi. Atölye çalışması ile hem yürütücülere hem de katılımcı öğrencilere, özellikle Şişhane ve Galata gibi küçük ölçekli üretimin hala devam ettiği mahallelerin iletişim ağlarından faydalanarak, tasarlama ve kısa süre içinde üretme gibi İstanbul’a özgü tasarım-üretim modellerini deneme fırsatı verildi.
Şişhane bölgesindeki aydınlatma üreticilerinin potansiyelini açığa çıkartmayı hedefleyen çalışmaya, Siegen ve FH Mediadesign Düsseldorf üniversite öğrencilerinin yanı sıra Türkiye’deki üniversitelerin endüstriyel tasarım, mimarlık, iç mimarlık, görsel iletişim ve grafik tasarım ve film bölümlerinden öğrencileri katıldı. Atölye çalışmasının yürütücülüğünü, endüstriyel tasarımcılar Felix Stark, Jörg Mennickheim, ürün tasarımcıları Katharina Pawlik, Pierre Kracht, moda tasarımcısı Nicole Suess ve tasarımcı/mimar Ulrich Exner üstlendi. Toplam 10 Alman öğrenci ve 20 Türk öğrencinin katılımıyla gerçekleşen çalışmada, çağdaş tasarım dünyasına ve seri üretime bir alternatif olarak, bu eşsiz laboratuarı ve buradaki bilgi akışını keşfetmenin yanı sıra zanaatkâr ve tasarımcı işbirliğinin bir parçası olabilme fırsatı sunuldu.
Çalışması süresince, katılımcılar Alman tasarımcılarla eşleştirildi ve birlikte beş gün boyunca Şişhane’de yer alan küçük ölçekli üretim atölyeleri gezildi. Galata Meydanındaki Gündoğdu Cafe, Okçu Musa İlköğretim Okulu, Serdar-ı Ekrem sokakta yer alan meşhur Doğan Apartmanı, Manzara İstanbul’un resepsiyonu, tarihi Tünel Pasajı ve Şişhane bölgesinde sık rastlanan çaycı dükkânından oluşan mekânların her biri için özel aydınlatma ünitelerinden mobilyalara 6 farklı ürün tasarlandı ve bölgede yer alan küçük ölçekli atölyelerde üretim süreci başlatıldı. Tasarım-üretim sürecinin büyük bir süratle 5 gün içinde tamamlandığı çalışmanın ürünleri, bu süreçleri aktaran film, kitapçık ve posterlerle birlikte kendi mekânlarında İstanbul Tasarım Bienali süresince sergilenecek. Aynı sergi Passagen Tasarım Festivali 2013 kapsamında Almanya’nın Köln kentinde de izleyiciyle buluşacak. More Than Design atölye çalışmasının belgelenmesi; süreç, hikâye ve deneyimlerin yanı sıra, paylaşılan tarihi ve güncel bilginin karmaşık ilişkisine de dikkat çekecek.
More Than Design atölye çalışması, Şişhane Bölgesinde yer alan çeşitli atölyelerin yanı sıra TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy’de gerçekleştirildi.

SALON/ Amsterdam-İstanbul
Cathal McKee, Gijs Stork ve Manon Schaap tarafından kurulan, sanat, tasarım ve moda arasında ilham verici diyaloglar ve deneyimler yaratan bir merkez olan SALON/Amsterdam, İstanbul Tasarım Bienali kapsamında ROMAN Hazır Giyim’in sponsorluğunda bir atölye çalışması gerçekleştirdi. Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlamaları kapsamında, Hollanda Kraliyeti Başkonsolosluğu ve Dutch DFA işbirliğiyle düzenlenen çalışma, Yapı Endüstri Merkezi’ndeki Material ConneXion İstanbul’un mekân desteği ile gerçekleştirildi.
SALON/, İstanbul’daki yaratıcı endüstriler, zanaatkârlar ve tasarımcılarla işbirliği yaparak tasarımcıların işlerini ve fikirlerini görsel sunumlar üzerinden iletmelerini hedefleyen bir atölye çalışması yürüttü. Çalışmalar süresince, tasarımcıların işlerini, fikirlerini ve felsefelerini görsel bir sunumla aktardıkları ve katılımcı öğrencilerin sorularını ilettikleri bir yuvarlak masa tartışması düzenlendi. Böylece tasarımcılar ve katılımcı öğrenciler arasında etkileşimli bir diyalog ortamı kuruldu.
SALON/Amsterdam, bu proje kapsamında İstanbul’a gelen Mattijs van Bergen, Vroonland, Desiree Hammen, Hyun Yeu, BCXSY, Antoine Peters, Borre Akkersdijk, Noman ve Reinier Bosch gibi moda ve ürün tasarımcılarını işbirliği yapılabilecek kurum ve atölyelerle bir araya getirdi.
Yeni fikirler ve teknikler üzerinde çalışan bu genç ve bağımsız tasarımcılar, İstanbul’daki sanatçılar, tasarımcılar, zanaatkârlar ve yaratıcı endüstrinin üreticileriyle, miras ve zanaat, biricik olanın önemi ve el yapımı ile yeni teknolojinin karşı karşıya geldiği durumlarla ilgili bilgilerini paylaştılar. Tasarımcıların öğrencilerle birlikte ziyaret ettikleri mekânlar arasında Ebru Sanatının icra edildiği atölyeler, Türk halıları, kaftanları ve oturma gruplarının bulunduğu Topkapı Müzesi, deri atölyeleri, Tahtakale’deki küçük esnaflar ve Sultanahmet Bölgesindeki kilimciler bulunmakta.
İstanbul Tasarım Bienali’ne kadar geçecek süre içinde, tasarımcılar bu deneyimden elde ettikleri birikim ile İstanbul’un kendine özgü karakteristiklerini gözlemleyip, orijinaline saygı gösteren ve ona bağını açıkça sergileyen yeni ürünler ortaya koyacaklar. Proje sergileri İstanbul Tasarım Bienali’nin yanı sıra Amsterdam’da da sergilenecektir.

Geri Dönüşümlü Malzemelerle Mutlu Tasarımlar – İstanbul Tasarım Bienali Ekibi & Coca-Cola
Coca-Cola sponsorluğunda gerçekleştirilen atölye çalışmasının yürütücülüğünü İstanbul Tasarım Bienali direktörü Özlem Yalım Özkaraoğlu ve ekip üyesi Merve Yücel üstlendi.
Atölye çalışması, Coca-Cola Design Team’in mutluluk üzerine yaptığı çalışmaların yanı sıra, geri dönüşüm yöntemleri, malzemeleri ve tasarımlarıyla ilgili ufuk açıcı sunumlar ile başladı. Çalışma, Coca-Cola’nın temin ettiği içecek kutuları, şişeleri ve kapakları, reklam panoları, şeritleri ve brandaları gibi çeşitli geri dönüşüm malzemelerinin, tasarımları nasıl şekillendireceğini görmek ve kullanım yöntemlerini görmek için yapılan alıştırmalar ile devam etti.
Endüstriyel tasarımdan, moda ve tekstil tasarımına mimarlıktan sinema televizyona çeşitli yaratıcı bölümlerde eğitim gören 19 öğrenciyle birlikte mutluluk üzerine bir fikir alış-veriş seansı gerçekleştirildi. Ortaya çıkan mutluluk verici temalar doğrultusunda tasarlanan ürünler arasında, kamusal alanlara yerleştirilecek bir seksek platformu ve kürsü, sosyal sorumluluk projesi olarak tasarlanan bir palto ve ayakkabı, aydınlatma elemanı, gelinlik, müzik aleti, sandık, mutluluk saati, çarkıfelek, piknik sepeti ve kaleydoskop bulunuyor.
Coca-Cola Altunizade ofisinde gerçekleşen çalışmalarının sonuç ürünleri İstanbul Tasarım Bienali süresince, ileride belirlenecek bir mekânda sergilenecek.

Temel İhtiyaçlar İçin Tasarım atölyesi- Sürdürülebilir Yaşam İçin Tasarım ve İnovasyon Girişimi
Temel İhtiyaçlar İçin Tasarım atölyesi, Merve Titiz, Pınar Öncel ve Tuna Özçuhadar’ın önderliğindeki Sürdürülebilir Yaşam İçin Tasarım ve İnovasyon Girişimi tarafından yürütüldü. Sürdürülebilirlik tanımının alışılagelmiş algısının bir adım önüne geçerek, kavramın daha derinden algılanmasını sağlamayı hedefleyen çalışma, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin mekân desteği ile gerçekleştirildi.
İstanbul Tasarım Bienali’nin teması olan ‘Kusurluluk’ kavramına farklı bir bakış açısı getirmeyi hedefleyen çalışmada, Şilili ekonomist Manfred Max-Neef’in ihtiyaç kategorizasyonu baz alındı. Çalışmada, ‘‘Kusurluluk’’ kavramı, teknolojiler, mühendislik ve tasarım ile şekillenen üretim ve ürünler yerine insan ihtiyaçları tarafından değerlendirildi.
Ürünlerin temel insan ihtiyaçlarını ne denli karşıladığını sorgularken tasarımın rolünü araştıran ve bu bakış açısıyla ortaya çıkan inovasyon potansiyelini Dünya Cafe / World Cafe yaratıcı çalışma yöntemlerini kullanılarak değerlendiren çalışmaya 18 öğrenci katıldı.

 

paylaş