March 7, 2012

Atölye Programları

yazan

İstanbul Tasarım Bienali, 22-27 Mart 2012 tarihleri arasında, Türkiye’deki tasarım eğitimini ön plana çıkarmak, kurumları, öğrencileri ve sanayi temsilcilerini tasarımcılar ile buluşturarak, birbirlerinden öğrenmelerini, etkilenmelerini sağlamak amacıyla bir dizi Atölye Çalışması düzenleyecek. Bienalin “Kusurluluk” (Imperfection) teması çerçevesinde yapılacak çalışmalar, yurtiçi ve yurtdışından yaratıcı endüstrilerdeki profesyoneller ile farklı markaları üniversite öğrencileriyle bir araya getirerek, düşünme ve üretme süreçlerini birlikte deneyimlemeleri için imkân yaratacak.
Beş gün boyunca, farklı mekânlarda yürütülecek 11 ayrı atölye çalışmasında yaklaşık 200 üniversite öğrencisi, 30’a yakın uluslararası tasarımcı ile çalışma imkânı bulacak. İstanbul Tasarım Bienali Atölye Çalışmaları’na katılmak üzere İstanbul’a gelecek tasarımcılar arasında, Designer of the Future ödülüne layık görülen kil tasarımcısı Max Lamb, yemek tasarımının önemli isimlerinden şef
Marc Bretillot, mimarlık dünyasının yakından tanıdığı Luis Urculo, ürün tasarımı ve özellikle Hermes, Fendi gibi önde gelen markalarla yaptığı çalışmalarla isminden söz ettirmiş olan Anon Pairot ve doğal ve gündelik malzemelerle değerli takı tasarımları gerçekleştiren Amina Agueznay gibi tanınmış isimler yer alıyor.

İstanbul Tasarım Bienali eş sponsorlarından Koray Şirketler Topluluğu, Vestel ve VitrA’nın yanı sıra Coca-Cola, Matraş, Nef ve ROMAN Hazır Giyim sponsorluğunda gerçekleştirilecek Atölye Çalışmaları sonucunda ortaya çıkacak işler, fikirler, ürünler ile sürecin kendisi, İstanbul Tasarım Bienali süresince çalışmaların gerçekleştirildiği mekânlar/ortamlarda sergilenecek. Atölye çalışmalarının sergileneceği mekânlar ve etkinlik bilgileri, İstanbul Tasarım Bienali program kitapçığında ve haritasında da yer alacak.

Design Quartier Ehrenfeld, Domaine de Boisbuchet, Made in Şişhane, SALON Amsterdam/İstanbul, Sürdürülebilir Yaşam için Tasarım ve İnovasyon Girişimi ve TAG Platform gibi her biri alanında öncü olan kurum ve ekipler önderliğinde yürütülecek çalışmalar, partner firma ile birlikte belirlenen mekânlarda, 20’şer üniversite öğrencisinin katılımı ile gerçekleştirilecek.
22 Mart Perşembe günü başlayıp beş gün devam edecek Atölye Çalışmaları’nın bitiminde, 27 Mart Salı günü Beyoğlu Gençlik Merkezi’nde, tüm katılımcıları bir araya getirecek genel sunum yapılacak. Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek bu sunumda, atölye liderleri çalışmalarını özetleyecek ve seçilmiş örnek işlerini sunacak. Tasarımcıların da katılacağı genel sunum, İstanbul Tasarım Bienali’nde yer alacak atölye çalışmaları sergilerine de bir ön bakış olacak.

Atölye Çalışmalarına Katılım
İstanbul Tasarım Bienali Atölye Çalışmaları, ilgili üniversitelerin kentsel tasarım, şehir ve bölge planlama, çevre tasarımı, mimarlık, iç mimarlık, peyjaz mimarlığı, endüstriyel tasarım, grafik tasarım, moda tasarımı, güzel sanatlar, yeni medya tasarımı gibi bölümlerinde öğrenim gören tüm lisans ve lisansüstü öğrencilerinin katılımına açık ve ücretsiz olarak düzenlenecek.

Üniversitelerin bölüm başkanlıkları tarafından önerilen katılımcı öğrenciler ile İstanbul Tasarım Bienali ofisine başvuruda bulunan öğrenciler, kontenjan dahilinde ve öncelik sırasına göre, ilgilendikleri atölyelere yerleştirilecekler.

[ devamını oku ]

paylaş
February 16, 2012

Musibet Açık Çağrı

yazan

Musibet için AÇIK ÇAĞRI

Küratörlüğünü Emre Arolat’ın üstlendiği Musibet, birinci İstanbul Tasarım Bienali’nin iki ana sergisinden birisidir.


Büyük Dönüşüm Ekseninde, Tasarımda Bağlam ve Anti-Bağlam’ın Estetizasyonu

13 Ekim – 12 Aralık 2012 tarihleri arasında İstanbul’da ilk kez düzenlenecek olan İstanbul Tasarım Bienali kapsamında İstanbul Modern’de yer alacak olan serginin kentsel ve mimari tasarım alanındaki omurgasının, ilk bakışta birbirine zıt gibi gözükseler de her birinin son derece güncel ve yaygın olmasıyla birbirlerine şaşırtıcı bir biçimde yaklaşan iki tasarım yönelimi arasında kalan sıkışık alan üzerinden kurgulanmasını öngörülüyor. Bunlardan biri bağlamın ve özgüllüğün, diğeri ise bağlamsızlığın ve yeniciliğin estetizasyonu. İlki bağlamı kudretli yönetimlerin elinde araçsallaştırır ve içini tehlikeli bir sahte-tarihselcilik dayatmasıyla doldururken ikincisi yersizliği parlatmanın peşinde koşuyor. Bu iki kutbu doğuran ve besleyerek günden güne gürbüzleştiren gösteri dünyası ile bu dünyayı temsil eden yaygın tasarım medyasının kritiği bu serginin ana hedeflerinden. Ancak belki daha da önemlisi bu eleştirel pozisyonun kentsel ve mimari tasarımı taze bir özgürleşme alanı olarak açığa çıkarma potansiyeli [ devamını oku ]

paylaş
February 16, 2012

Adhokrasi Açık Çağrı

yazan

Adhokrasi için AÇIK ÇAĞRI

Küratörlüğünü Joseph Grima’nın üstlendiği Adhokrasi, birinci İstanbul Tasarım Bienali’nin iki ana sergisinden birisidir.

Bir sanayileşme ve modernite disiplini olarak tasarım, kuruluşundan itibaren çağdaş varoluşun hemen her cephesine etki etmiş – hatta bu varoluşu tanımlamıştır. Tasarım eylemleri kentlerden, yazıtiplerine, mimariden, taşıtlara, objelere, arayüzlere ve altyapısal sistemlere kadar yaşamlarımıza doygunluk noktasında nüfuz ediyor. Tasarım artık her zaman, her yerde ve bu haliyle neredeyse görünmezliğe bürünmüş durumda. Bulunduğu noktada gündelik hayatın içine öylesine işlemiş ki tasarımın aslında geniş bir etki alanı olan, kaçınılmaz surette politik bir aktivite olduğunu unutuyoruz. Oysa bugün tasarım kısa ve çelişkilerle dolu tarihinin en önemli kavşaklarından birinde duruyor.

Sosyal ve kültürel organizasyonun baskın üslubu olarak “network” (iletişim ağı) modelinin gelişiyle, bugün çok temel bir değişim gerçekleşiyor. Tasarım artık Fordist sanayiciliğin yukarıdan aşağıya modeline uygun şekilde, çoğunluğun kullanması için tüketim ürünleri meydana getiren seçkin azınlığın egemenliğindeki bir alan değil. Kitlesel pazarlar için sabit obje üretimi tanımının ötesine taşındığı bir evrim geçiriyor, coğrafi merkezi Batı’dan başka yerlere kayıyor. Anında bilgi paylaşımı, sayısız uluslarötesi iletişim ağının ortaya çıkışı, yeni üretim teknolojileri ve rekabet kültürü yerine işbirliği kültürüne doğru yönelen kolektif dürtülerin bileşimi tasarım eyleminin ekonomik ve politik bağlamda yeniden yorumlanması gerektiğini öneriyor.

Bu yeni paradigma, tasarımın üstlenebileceği ve henüz başlangıç aşamasında olan bir role işaret ediyor. Tasarıma düşen bu rol, öz-örgütlenme, karşılıklı etkileşim platformları üretme ve kökleşmiş üretim ağlarının güçlendirilmesi gibi alanlarda işlev göstererek toplumu şekillendirme olabilir. Açık-kaynak (open-source) hareketinin ortaya çıkışı; ekonomik mikro-üretim teknolojilerinin devreye girişi; hacker and maker (yetenekli ve zeki bilgisayar kurtları) kültürünün patlaması; Arduino gibi projeler sayesinde teknolojinin demokratikleşmesi ve Kickstarter gibi katılımcı platformlar – tüm bunlar tüketim kültürünün yerleşik geleneklerinden uzaklaşan ideolojik bir dönüşüme, tasarımın toplum içinde yeni bir rol üstlendiğine ve son kullanıcıların yalnızca pasif tüketiciler değil aktif aracılar oldukları yeni bir anlayışın başlangıcına işaret ediyor. Bugün ilk defa, devletlerin veya büyük şirketlerin stratejileri ile bireylerin taktiklerinin etki alanlarında bir denkleşme ihtimali doğdu ve buna karşılık yerleşik iktidar yapıları da süratli bir evrim sürecine girdiler.Birçok açıdan tasarım, dünyanın geleceğine dair hızla gelişen çelişkilerin sahnesi konumunda. Tasarımın kendine ait yeni bir dil arayışı aslında yeni ağ örgüsü içerisinde bir halk tabakası oluşturulma uğraşı niteliğinde.

Adokrasi çağına hoşgeldiniz. Bürokrasinin tam karşıtı olan adokrasi yeni fırsatlar yakalamak, öz-örgütlenmeyi hayata geçirmek, yeni ve beklenmedik üretim metodolojileri geliştirmek için kabullenilmiş gelenekleri ve iktidar yapılarını teğet geçer. “İletişim Ağı”nın yatay ve rizomatik* dünyasında yaşar ve bu dünyada yenilik – becerikli, yıkıcı, dogma karşıtı, spontane – her yerden gelebilir. [ devamını oku ]

paylaş
February 15, 2012

İstanbul Tasarım Bienali Açık Çağrı

yazan


Gabriele Basilico, Istanbul 2005

İstanbul Tasarım Bienali, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Eren Holding, Koray Şirketler Topluluğu, Vestel ve VitrA eşsponsorluğunda 13 Ekim–12 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. İstanbul Tasarım Bienali’nin küratörleri Emre Arolat ve Joseph Grima’nın, bienalin “Kusurluluk” (Imperfection) olarak belirlenen temasından yola çıkarak hazırlayacakları bağımsız sergilere katılım için son başvuru tarihi 2 Haziran 2012.

İstanbul Tasarım Bienali, kentsel tasarımdan (çevresel, kentsel ve bölgesel planlama) mimariye, endüstriyel tasarımdan fotoğraf, grafik, moda, tekstil ve interaktif tasarıma, ilgili tüm diğer yaratıcı alanlar da dâhil olmak üzere çok geniş bir yelpazeye sahip olacak.

İstanbul Tasarım Bienali’nin teması, Londra Tasarım Müzesi Direktörü ve aynı zamanda İstanbul Tasarım Bienali Danışma Kurulu Üyesi olan Deyan Sudjic’in önerisi ile “Kusurluluk” (Imperfection) olarak belirlendi. Küratörler Emre Arolat ve Joseph Grima bienalde bu temayı ayrı ayrı yorumlayarak, bağımsız çalışmalarla iki farklı yaklaşım sunacak. Emre Arolat’ın “Musibet”, Joseph Grima’nın ise “Adhocracy” başlıklarını taşıyacak İstanbul Tasarım Bienali sergilerine katılmak isteyenlerin proje başvurularını 2 Haziran 2012 tarihine kadar göndermeleri gerekiyor. Bienalde yer almak isteyen projeler için disipliner ve coğrafi bağlamda herhangi bir sınırlama yapılmıyor.

İstanbul Tasarım Bienali’yle ilgili kapsamlı program bilgisi, Mart ayı içinde yapılacak basın toplantısıyla duyurulacak.

paylaş
February 10, 2012

‘Neden Tasarım?’ Uluslararası Tasarımcılarla Soru-Cevap

yazan

Tarih: 25 Şubat  2011 Cuma

Mekan: İstanbul Modern

Vitra Tasarım Müzesi’nin kurucusu, Vitra Design Foundation Yönetim Kurulu Başkanı ve Tasarım Bienali danışma kurulu üyesi Alexander von Vegesack üstlenmişir. IKEA tasarımcısı Sigga Heimis, Londra merkezli Architecture+Design stüdyosunun kurucusu ve Tasarım Bienali danışma kurulu üyesi iç mimar Sevil Peach ve Hermès markasının Aralık 2010′a kadar Tasarım Direktörlüğü’nü üstlenmiş olan Gabriele Pezzini, Tasarım Bienali’nin konuğu olarak bu etkinlik kapsamında İstanbul’a gelmiştir.

Tasarım alanında kurumsal başarıları ile öne çıkmış bu dört isim etkinlikte, “Neden Tasarım?” sorusunu masaya yatırarak katılımcıların kendilerine yönelttikleri soruları cevaplamışlardır. 25 Şubat’ta İstanbul Modern’de gerçekleşen etkinliği, aralarında tasarımcılar, kurum temsilcileri, akademisyenler ve öğrencilerin yer aldığı 270′yi aşkın kişi izlemiştir.

[ devamını oku ]

paylaş
February 10, 2012

‘Neden Tasarım, Neden Bienal?’: İstanbul Tasarım Sempozyumu

yazan

Tarih: 02 Aralık 2010 Perşembe

Mekan: Kadir Has Üniversitesi

Tasarım Bienali kapsamındaki ön hazırlık etkinliklerinden ilki olan “Neden Tasarım, Neden Bienal?” başlıklı Uluslararası İstanbul Tasarım Sempozyumu’nda tasarımın etkileşimde olduğu insan, çevre, kültür, politika, ekonomi, eğitim, teknoloji ve bilim gibi alanlarla ilişkisi tartışılldı. Ayrıca, farklı sektörlerden önde gelen isimlerin sunumlarıyla, İstanbul özelinde tasarım ve kent konusu da irdelendi. Bu çerçevede, “Neden Tasarım, Neden Bienal?” sorusunun da gündeme taşındığı sempozyum, 4 ana bölümde gerçekleşti: Tasarım ve Genetiği, Tasarım ve Mikro-bileşenleri, Tasarım ve Makro-bileşenleri, Tasarım ve Kent.

Uluslararası İstanbul Tasarım Sempozyumu, akademisyenler, meslek kuruluşlarının yöneticileri, mimarlar, tasarımcılar, müze direktörleri gibi tasarım dünyasında yaratıcı kimlikleriyle öne çıkmış -7′si yurt dışından olmak üzere- 29 konuşmacıyı ağırladı.Sempozyumu, aralarında akademisyenler, öğrenciler ve tasarım alanında etkinlik yürüten firma sahipleri ile ilgili organizasyon ve kuruluşların yanı sıra ulusal ve uluslar arası basından temsilcilerin de bulunduğu 300 kişi takip etti. [ devamını oku ]

paylaş