Haber
July 9, 2012

Ara Sokak, Geçici/Seçici Bellek ve Erkek Kahramanlığı

yazan

NCR-02, Can Firuze imzalı bir metin: Ara sokak, geçici/seçici bellek ve erkek kahramanlığı

İstiklal Caddesi Topçekerler Sokak No:12

3 Perdelik Oyun

Perde 1: Mayıs 2007: Çapraz tarihin keşfedilişi

1912-1914 arası İsrail Devleti’nin kurucusu Ben Gurion’un kalmış olduğu rivayet edilen binanın yeri yeniden keşfedilir; 12 numara. Tesadüfen hem eski mavi, hem de yeni kırmızı numara plakaları da aynı rakamı göstermekte. Tam da “Kentsel Dönüşüm” tarafından tırtıklanmaya başlanan İstiklâl Caddesi ile Tarlabaşı Bulvarı arasındaki sıkıştırılmış, çöküntü görünümlü adalarından birinde bulunuyor: Topçekerler Sokak. 1950’lere, hatta 1986’e kadar rağbet gören bir sokak, Balo’yu Kamer Hatun’a bağlayan ketum bir sokak. Çekül Vakfı’na dik bir sokak ve son aylarda “meşhur” olarak sunulan Ghetto’nun arkasında. Yani İlhan Berk’in muhtemelen aşina olduğu ve şimdi hâlen İspark’ın giremediği bir sokak.

Perde 2: Ekim 2007: Plaket koyma

25/10/2007’de, Ben Gurion’un kaldığı binanın tekabül ettiği numaraya bir plaket koyuluyor, zira tarihi bina çoktan kaybolmuştur. Ardından, Gurion’un öğrencilik yaptığı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde bir etkinlik düzenlenmiştir. Fazla ses çıkarmadan, fazla PR yapmadan. Milli Türk Talebe Birliği eski kurmaylarından Erman Tuncer, şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanı danışmanı olarak bu plaket merasimine katıldı. Söylediklerini dinleyelim:

“Böylesine büyük bir devlet adamının İstanbul’da yaşamasından, eğitim görmesinden mutluluk duyuyoruz. Polonya’da doğdu, Selanik’te yetişti ve İstanbul Darülfünunun’da hukuk eğitimi gördü. Dolayısıyla Türk kültürünün ve halkının değerleri çok yakından tanıdı. İsrail’in Atatürk’ü olan bu zat, Atatürk’ün düşüncelerinden de oldukça etkilendi. Atatürk nasıl Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduysa aynı ilkeler doğrultusunda, İsrail devletini de bu büyük devlet adamı inşa etti. Bu iki toplum arasındaki ilişkiler Türkiye’nin İsrail’i ilk tanıyan devlet olma imkânını sağladı. Bu gün Ortadoğu’da barışa ve Osmanlı’nın anlayışına ihtiyacımız var. Osmanlı döneminde burada kilise, cami, havra bir arada yaşadı. Osmanlı bütün cemaatlere saygı duyduğu için kendi ilkesi olan” Muhammedi Resullulah” yerine “La İlahi İllallah” kullanmıştır. Üç dinin ortak paydası olan İbrahim Peygamber diyerek tüm cemaatleri kucaklamış, burada barışı tesis etmeye çalışmıştır. Gerek Atatürk’ün, gerekse İsrail’in Atatürk’ünün kurduğu bu ülkelerin dünyaya barış getirmesini diliyorum. Bizim de ıstırap duyduğumuz terörizmin kökünden kazınması için birliğe ve desteğe ihtiyacımız vardır. Türkiye, İsrail ile olan münasebetlerini daha da güzelleştirecek, Arapları da içine alan bir barışı hep beraber yaşayacağız.” (Aktaran : http://www.salom.com.tr/news/detail/6441-Istanbulda-Ben-Gurionu-anma-etkinliklerinden.aspx )

Perde 3: Ocak 2009: Plaketin sırra kadem basması ve ara sokağın şiddeti

2009 Ocak sonunda, açıklanmayan bir sebepten dolayı, sinsi bir şekilde mezkur plaket indirilmiştir. Bina boşatılmıştır, “kiralık” olarak gözükür. Düşünülen Ben Gurion anıt müzesi de hayata geçirilmeyecekmiş. Bu ara sokakta, kalıcı hatırlama koşulları oluşturulamamış galiba. Gazze’den ulaşan yankılar arasında.

Kusmuk ve kükürtle dolu bir cumartesi gecesi, eğlence ekonomisinin kırıntılarıyla yetinmek zorunda kalan birkaç “yerli” erkek, aynı sokakta iki “zenciyi” dövmüşler. “Zencinin” biri, ağzı burnu kan içinde, tam Ben Gurion’nun kaldığı binanın önünde, gök istikametinde işaret parmağını uzatmış, “tekil olan Tanrıya” yalvarıyordu. “There is only one God, there is only one God” diye umutla, umutsuzca tekrarlayarak. Çevrede kümelenmiş “eğlence sektörünün” çalışanları bağırıyorlardı: “Bizimkiler zencileri dövmüş”. Belli ki “Ben de Allah kuluyum!” gibi gelmiyordu kulağa o İngilizce kelimeler.

Maç bitimi gibi: Top Çekildi gene; son şut taca atıldı, seyirciler ayrıldılar rekabet sahasından: sokak ismi yeniden canlandırıldı. Kısa görüşlü PR, imtiyaz, dışlama/içerme, ayrımcılık, ezcümle kentsel paylaşım savaşı üzerinde kurulan eğlencenin, hiçbir belleğe tahammülü yoktur.

Perde 4 : 1 Haziran 2010 : sokağa yansıyan yeni bir kriz.

Gazze filosu olaylarından sonra plaka yine sökülüyordu.

O zamandan beri, zavallı bina atıl, suskun duruyor.

paylaş