İstanbul Tasarım Bienali Paralel Katılımcı Programı Etkinlikleri Devam Ediyor

Tasarım odaklı firma ve kuruluşlar, İstanbul Tasarım Bienali süresince kendi mağaza ve stüdyolarında bienal teması olan “Kusurluluk” ile bağlantılı etkinlikler gerçekleştiriyorlar. Atölye çalışmaları, seminer, söyleşi, tasarımcı sohbetleri ve video gösterileri gibi etkileşimli ve tasarım alanına artı değer koyabilecek bu etkinlikler sayesinde program katılımcıları kendi kurum kültürlerini bienal izleyicisi ile paylaşabiliyor.

+D GROUP

Paralel Katılımcı +D GROUP Yaşam Sanatı üç farklı etkinlik ile İstanbul Tasarım Bienali’nde yer alıyor:

RED PARTY: Gustav Dalén’in 1920’lerin sonunda tasarladığı ve İngiltere’nin Coalbrookdale kasabasında yaklaşık bir asırdır şekil bulan AGA pişirme üniteleri yeni hikayesini yazıyor. Evcilleştirilmiş bir sanayi ürününün hikayesi, 17-18 Kasım 2012 günlerinde Kanyon AVM’de kırmızı bir enstalasyon eşliğinde ziyaretçilere sunuldu.

WHITE PARTY: Bir üretim bandının ana teması mutfak sanatı olabilir mi? 08 – 09 Aralık 2012 günleri 10.00-18.30 saatleri arasında ise La Cornue ile pişirme sürecine bakış, White Party konseptiyle ve 1908 yılından günümüze üç kuşaktır sürdürülen tecrübe eşliğinde ziyaretçilerle buluşacak. Yaşam sanatının merkezinde pişirme ve kusurluluk…

2 Aralık Pazar günü, Gram Lokanta’da Şef Didem ŞENOL ve ekibi AGA pişirme ünitesi üzerine 3 seansta interaktif bir söyleşi gerçekleştirecek.

ARZUM

Hayatı kolaylaştıran, özellikle kadınların içindeki yaratıcılığı ortaya çıkarmalarını sağlayan küçük ev aletleri acaba onları bizzat kullanan kişiler tarafından tasarlansaydı bir şeyler farklı olur muydu? 13 Kasım 2012 tarihinde bu keyifli konu, her gün bu ürünlerle zaman geçiren kadınlarla birlikte, keyifli bir ortamda Arzum Genel Müdürü Murat Kolbaşı ve Endüstriyel Tasarımcı Mete Mordağ katılımlarıyla tartışıldı. Alışılmış olandan tamamen farklı bir şekilde ortaya atılan fikirler kullanıcı bakış açısını tüm yönleriyle ortaya çıkardı. 15 kadından oluşan bir kullanıcı grubunun tasarım sürecinde yer almasıyla normal kabul edilen bazı tasarım kararları sorgulandı ve yeni çözümler yaratıldı.

BMS

İstanbul Tasarım Bienali Paralel Katılımcılarından BMS tarafından gerçekleştirilen Poltrona Frau ve Herman Miller sergileri bienal süresince ziyarete açık.

HERMAN MILLER: Oturmak insan için kusurlu bir harekettir. Omurda, kas yapısında kusurlar oluşturur. Kimsenin dünyada bir eşi yoktur, oysaki Herman Miller koltukları dünya nüfusunun yüzde 99’una uyum sağlar. Kusurun oluşmamasını, havada asılı oturmanın bir simülasyonunu oluşturmayı hedefler. Diğer yandan kusursuz olmayan, geri dönüşümlü, etrafımızda mevcut olan kullanılmış malzemelerden üretilen koltuklar çevreye saygı gösterir. “Kusurlu Dünya için Koltuk” Sergisi Bilstore içerisinde ayrılan özel bölümde Herman Miller koltukları ve çeşitli tasarım ilkeleri açıklamaları sergileniyor. BMS tarafından düzenlenen sergi tanıtım partisinde, Herman Miller İngiltere’den özel konuk olan Mark Catchlove “Yeniden Dengelenen Dünyada Değişen Çalışma Yöntemleri” üzerine bir sunum gerçekleştirdi.

POLTRONA FRAU: Kusurluluk, güzelliğin ve emsalsiz olmanın bir ifadesi olabilir mi? Poltrona Frau ürünlerindeki her küçük ve görünmeyen farklılık, nesilden nesile aktarılan sıra dışı el işçiliğini gözler önüne serer. 100. yaşını kutlayan Poltrona Frau kırışıklıkları sayesinde güzel ve rahat bir hale gelen Vanity Fair koltuğunun iç yüzünü BMS Showroom – Etiler’de Bienal süresince sergiliyor. BMS, sergi özel davetinde, Poltrona Frau Marka Müdürü Roberto Archetti ve Tasarımcı Roberto Lazzeroni ile bir söyleşi gerçekleştirdi ve Poltrona Frau fabrikasından gelen Ustası ile “100 Yıllık El İşçiliği”nin inceliklerini davet boyunca katılımcılarla paylaştı.

CAMHANE

Camhane, Paralel Katılımcı Programı kapsamında iki farklı sergi ile iki farklı mekanda…

Tarihten günümüze ‘Koruyucu Melek’ konusunun çağdaş bir yorumla işlendiği enstalasyon ve heykeller İstanbul’un geçmiş medeniyetlerini çağrıştırmaktadır. Zamanın uçuculuğu, eski yaşamların sihri, ‘SABİ’ felsefesi ile bütünleşen cam ve metal gibi doğal malzemelerle yansıtılmaktadır. ‘Koruyucu Melek’ enstalasyon ve heykelleri eşzamanlı olarak Camhane ve Maçka Modern’de ziyaretçiler ile buluşuyor.

Mimar ve Endüstriyel Tasarımcı İsmail Öklügil ile Cam Tasarımcısı ve Sanatçı Yasemin Aslan Bakiri’nin ortak çalışması “Kusursuz Kusurluluk”, günümüzün yeni ekolojik kusurluluğuna, kusursuz nesne (yeni transformasyona uğramış bitkiler, tasarım) anlatımlarıyla yeni ekolojik yorum ve düşünce getirirken soruyor: “Öğreti, yeni beğeni, kırılmasını kabul edemediğim kırık camlarım, kırıştırmayı kabul edemediğim kâğıtlarım her yerine vurarak çatlattığım yeni ekolojim, yeni nesnem olamaz mı?” “Kusursuz Kusurluluk” sergisi bienal sonuna kadar Camhane’nin tarihi Haliç binasında izlenebilir.

CAMPER

Camper’ın tasarım sorumlusu Anuska Menendez Prieto ve eğitim sorumlusu Eef Vicca, markanın temel sloganı olan “A little better, never perfect” temalı atölye çalışmasını 08 Kasım 2012 tarihinde düzenledi. Toplamda 15 öğrencinin katıldığı çalışmanın sonunda ödül alan 4 öğrencinin tasarımları Beyoğlu mağazasında 12 Aralık tarihine kadar sergileniyor.

ÇEBİ

İstanbul Tasarım Bienali Paralel Katılımcılarından ÇEBİ 05 – 18 Kasım 2012 tarihleri arasında açtığı “Defo” isimli sergide bienal’in teması olan Kusurluluğa ve bu temanın endüstriyel üretimle yaşadığı ironiye kendi penceresinden bakıyor. Seri üretimle kusursuzluğa yaklaşmayı amaçlayan markanın, sürecin her aşamasında verdiği kararları tekrar gözden geçirip, her adımda değişkenliğin ve belirsizliğin olumlu taraflarını arayarak yaşadığı bu deneyimin sonuçları sergide izlenebilir.

DHOKU

Dhoku Kapalıçarşı mağazasında, Ayşe Birsel, Ela Cindoruk, Koray Özgen, Filip Pagowski, Bibi Seck ve Superpool tasarımı kilimlerin yer aldığı “Notasyonlar: Bir Kilim Kayıtları” sergisi ve Ali Cindoruk, Aslıhan Demirtaş, Mine Özkar ve Seçkin Maden’in kolektif çalışmalarıyla oluşturulan “Kilim Tadilatları: Bir İstisna Dokumak” sergisi Dhokumasa daveti ile açıldı! 16 Ekim’de gerçekleştirilen davet sırasında ziyaretçiler, yoğun bir Kapalıçarşı sokağında kurulan masa çevresinde, ikramlar sırasında tasarımcılarla söyleşi yapma, soru sorma şansı buldular. Sergiler bienal sonuna kadar izlenebiliyor.

DİLEK HANİF

Couture çalışmaların “Kusurluluk” temasıyla örtüştüğüne dikkat çeken Dilek Hanif, Couture’ün bu kadar değerli ve özel olmasını, seri üretimden farklı olarak tek tek elde yapılması ve işlenmesine, dolayısı ile eşsiz oluşuna bağlıyor, bu sebeple meydana gelen kusurların aslında bu özgünlük ve farklılığı simgelediğini belirtiyor. Bu temayla, “Nakisa” isimli özel çalışmasını sergileyen Hanif, özel yaratım atölyesini 14 Ekim 2012 tarihinde ilk kez tüm gün boyunca Bienal konuklarının ziyaretine açtı. “Nakisa” Kasım ayı sonuna kadar ziyarete açık.

ERSA

Paralel Katılımcı Ersa tarafından gerçekleştirilen Box in a Box Idea; Yalın Tan & Jeyan Ülkü ekibinin amaçladığı konsept, yaratıcı, dikkat çekici ve dinamik bir mekan oluştururken, müşterinin orada olduğu sürece keyifli bir zaman geçirmesini hedefliyor. Firma tarafından ayrıca 5 Aralık 2012 tarihinde Ersa Terrace Showroom’da gerçekleştirilecek etkinlikte; tasarım felsefesi ve üretim süreçlerini tasarımcısı Ece Yalım’dan dinleyeceğimiz Frame yönetici masasının hammaddeden işlenme proseslerine ve nihayetinde bitmiş ürüne kadar geçen süreçleri bir zaman çizgisi halinde gözler önüne serilecek…

KOLEKSİYON

Koleksiyon tarafından düzenlenen, Prof. Dr. Murat Güvenç Küratörlüğünde hazırlanan “İstanbul’un Yüzyılı Sergisi”, Prof. Dr. İlhan Tekeli’nin “Türkiye Yürürlüğe Konulan Kentsel Dönüşüm Üzerinde Konuşmayı Sürdürülebilmelidir” başlıklı konferansı ile açıldı. ‘Konut / ikamet (apartman)’, ‘Ulaşım / altyapı’, ‘eğlence / dinlence / gündelik hayat’, ‘işyeri’ ve ‘nüfus’ temalarını işleyen sergi, 52 m2 büyüklüğündeki bir İstanbul maketi, sözlü tarih anlatımları ve interaktif sergileme alanlarıyla ziyaretçilere zengin bir içerik, düşünsel alan sunacak.

MERİÇ AKAY

“POP UP PARK!”, yer aldığı Samandıra Meydanı’nda, bir seyyar pilavcıya, bir mısırcıya, adeta bir ‘’tasarım destek ünitesi’’ olarak servis verdi. Projenin hedefi, bienal esnasında efektif bir park simülasyonu ile dikkatleri eksiklere ve olası çözümlere çekmek dışında, tasarım bienaline yabancı kalmış kitlelerin örnek bir sorununu çözerek, katılımlarına ilk basamak olmak…

(Sancaktepe Belediyesi’nin katkılarıyla)

MİLLİ REASÜRANS

Milli Reasürans Sanat Galerisi tarafından Bülent Erkmen’in küratörlüğünde hazırlanan “Lokman:” sergisi 13 Ekim – 3 Kasım tarihleri arasında izleyiciler ile buluştu. Sergi, “matbaa” odaklı bir çalışma çevresinde yaratılan çok katmanlı bir “dünya”nın gerçek malzemeleriyle, bu dünyanın benzerinin sergi mekânına kurulmasından oluşuyor, bu dünyanın tüm bu malzemeleri kendi mekânlarından çıkarak, bu sergi mekanında, alıştıkları, yabancılık çekmeyecekleri bir şekilde tekrar bir araya geliyordu.,

Milli Reasürans Sanat Galerisi ikinci olarak, 14 Kasım – 12 Aralık tarihlerinde, “Kabuğundan Sıyrılan Fin Tasarımı” sergisine ev sahipliği yapıyor. Açılış daveti 14 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilecek Jani Kaila’nın küratörlüğünü yaptığı Çağdaş Fin Endüstri Tasarımı sergisi, öne çıkan 19 Fin tasarımcının endüstriyel objelerinden oluşuyor. Günümüz Fin endüstri tasarımının son yapıtlarının gösterileceği Unwrapped sergisi, Fin tasarım dilinin özgün anlayışına bir bakış sunarken, izleyicilere farklı alanlardaki Fin tasarımlarını deneyimleme fırsatı veriyor.

MOZAİK

Mozaik Ortaköy Mağazası’nda, “Tasarımın Boyutları-Vitra Tasarım Müzesi Sergisi” İstanbul Tasarım Bienali, Paralel Katılımcı programı kapsamında ziyarete açıldı. Sergide yer alan Vitra Design Museum’un minyatür koleksiyonu, 1850–1990 döneminden uluslararası tasarım tarihinin önemli parçalarını kapsıyor. Koleksiyondaki sandalyeler hem endüstriyel ürün tasarımının çözüm üretmesi gereken karmaşık ihtiyaçları gösterirken, hem de döneminin sosyal, kültürel ve ekonomik değişimlerine bir bakış sağlıyor. Sergi 12 Kasım’a kadar tüm izleyicilere açık.

Mozaik ayrıca, 20. yılı kutlamaları kapsamında, günümüz modern tasarımlarına uluslararası alanda yön veren Giulio Cappellini’yi, Mozaik Ortaköy mağazasında, 8 Kasım günü özel davetli bir söyleşide ağırladı. Söyleşi ile birlikte başlayan Cappellini sergisi 12 Kasım’a kadar izleyiciyle buluştu.

4 Aralık günü Mozaik, Apagiz mağazasında, yine dikkat çekici bir etkinlikte, Marcel Wanders’ı konuk ediyor. Moooi sergisi söyleşinin ardından açılacak ve 7 Aralık tarihine kadar ziyarete açık olacak.

NORDİST

Bienalin temasını belirleyen “Kusurluluk” ve “Adhokrasi” kavramları, modern tasarım tarihi boyunca sanatçı, mimar ve diğer yaratıcı alanlarda üretim yapanların ilgisini çekti ve bu temalar çerçevesinde tasarımlar yapıldı. Modern tüketim toplumunun taleplerini karşılayabilecek nitelikte olmasa, daha önemlisi üretim bantlarına uygun düşmemeleri nedeniyle tabana yayılamasa da bu ürünler hayal gücümüzü zenginleştirmeye devam ediyor. Nordist Selamiçeşme mağazasında, belli gün ve saatlerde, daha detaylı bilgi almak ve kusursuzluğuna ithafen Hans Wegner tasarımı “THE Chair” sandalyenin üretim aşamalarının yer aldığı video gösterimi izlenebilir.

TAYFUN MUMCU

Kusur/ürün ilişkisine kusur deseni üzerinden bakmayı, kusurluluğu ürüne çevirmeyi amaçlayan serbest denemeler, video, ürün ve modelleme ile sunulmakta. Diken form/ürünü Tayfun Mumcu koleksiyonu içinde ikonik ev aksesuarlarından biri olarak yer alıyor. “Diken” isimli bu çalışma, bienal süresince “Kusurluluk” ana başlığı altında Tayfun Mumcu’nun tasarım anlayışını yansıtan koleksiyonunun lokomotif ürünü olarak sunuluyor.

TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ

“Türk Tasarımı” imajının tüm dünyaya yerleşmesini sağlamayı hedefleyen Türk Patent Enstitüsü, endüstriyel tasarım alanında ülkemizin var olan potansiyelinin daha etkin ve örgün bir yapıya kavuşturularak ekonomik ve sosyal alanda katma değer yaratabilmesi amacıyla bienali süresince TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde kurulacak bilgi noktasında, ziyaretçileri sınai mülkiyet hakları ve Türk Patent Enstitüsü’nün faaliyetleri hakkında bilgilendiriyor.

ZEBRA DESIGN FACTORY

ZEBRA ve t.AG tarafından, İstanbul Tasarım Bienali açılışı ile birlikte dağıtımına başlanan ilk “paper tAG magazine” tasarımları, bienal süresince, tAG ofisinde sergilenerek yakından görülebilecek.