Haber
November 23, 2012

Paralel Katılımcı Etkinlikleri

yazan

İstanbul Tasarım Bienali Paralel Katılımcı Programı Etkinlikleri Devam Ediyor

Tasarım odaklı firma ve kuruluşlar, İstanbul Tasarım Bienali süresince kendi mağaza ve stüdyolarında bienal teması olan “Kusurluluk” ile bağlantılı etkinlikler gerçekleştiriyorlar. Atölye çalışmaları, seminer, söyleşi, tasarımcı sohbetleri ve video gösterileri gibi etkileşimli ve tasarım alanına artı değer koyabilecek bu etkinlikler sayesinde program katılımcıları kendi kurum kültürlerini bienal izleyicisi ile paylaşabiliyor.

[ devamını oku ]

paylaş
November 21, 2012

Seminer Programı – Nesneler ve Zanaat | Dijital Çağ için Yeni bir Paradigma

yazan

Moderatör: Ferda Kolatan (Pennsylvania Üniversitesi, PA)
Katılımcılar: Graham Harman (Amerikan Üniversitesi, Kahire), Jason Payne (UCLA, CA), Rhett Russo (NJIT, NJ), David Ruy (Pratt Institute, NY)
23 Kasım 2012, 16.00-18.30
Istanbul Modern

Son yirmi yıldır, “dijital evrim” kültürel manzaramızı global ölçekte dönüştürdü. Mekanikleşme ve globalleşmenin hakim olduğu modernist gündemleri içeren bir yüzyılın ardından, hesaplamanın ortaya çıkması, spesifikliği, özgünlüğü ve bireysel ifadeyi, standardizasyon ve etkinlik biçimlerine tercih eden farklı bir etiğe yönelik umut vaat etmiştir.Bununla birlikte, günümüzde bu vaadin, tasarım ifadesi ile yatırım malına bağlı olmayan evrensel markayı homojenleştirmeye yönelik çok daha hızlı bir eğilim tarafından ciddi zarar gördüğünü görmekteyiz. Bu durum, genelde yalnızca tasarım meraklılarından oluşan küçük bir grubun ulaşabildiği “göz alıcı” tasarımlara neden olurken, diğer pek çok kişinin, yerinden edilmiş ve kültürel açıdan yabancılaştırılmış gibi hissetmesine yol açmaktadır. Bu kayıp anlayışı, ilişkiselliğe ve dile hakim olmaya devam eden postmodern bir vurgu ile daha fazla şiddetlenmektedir; bu anlayış, tüm unsurları, diğer unsurlarla olan bağlantıları ve gerçek, maddesel bir kimlik yerine çeviriler yoluyla tanımlar. Bu eğilimin aksine, güçlü bir alternatif, çalışmalarını maddiyata, dijital zanaata ve ortam etkilerine göre tanımlamaya dikkat eden düşünürler ve mimarlardan oluşan küçük bir grubun çalışmasında son yıllarda ortaya çıkmıştır. İlgili felsefe ve spekülatif mimarlık alanlarında lider olan panel katılımcıları, mevcut kültürel durumumuzla ilgili olması nedeniyle bu yeni paradigmanın potansiyellerini tartışacak ve kendi çalışmalarını ortaya koyacaktır.

paylaş
November 19, 2012

“Şimdinin Arkeolojisi” Hakkında Kısa Bilgi

yazan


“Şimdinin Arkeolojisi”
21 Kasım 2012, 16:15 – 16: 45
Adhokrasi – Galata Rum İlköğretim Okulu

“Şimdinin Arkeolojisi” başlıklı projenin kavramsal çerçevesi, araştırma süreci, amaçları ve bir mimarlık antropolojisi olarak sergileme usulü hakkında projenin müellefi mimar Katerina Polychroniadi ve Adhocracy yardımcı kuratörü Pelin Tan kısa bilgi vereceklerdir.

Katerina Polychroniadi, kentsel dönüşüm üzerine çalışan bir mimar ve kent sosyolojisi araştırmacısıdır. Atina Mimarlık Okulunda bir çok araştırma projesinde yer almıştır. Polychroniadi, the School of Architecture Paris – la Villette’de Mimarlık Tarihi ve Kent Tarihi dersleri vermektedir (Paris).

paylaş
November 19, 2012

Seminer Programı – İzmir/Deniz

yazan


İzmir / Deniz: İzmirlilerin Denizle Olan Bağını Güçlendirme Projesi

17 Kasım 2012, Cumartesi günü, Seminer Programı kapsamında İstanbul Modern’de düzenlenen panelde İzmir/Deniz projesinin üretim sürecini de yansıtan geniş katılımlı bir konuşmacı grubu ile eşitlikçi demokratik bir proje elde etme sürecinin nasıl gerçekleştiği ve neler öğrettiği enformel bir sohbet ortamında tartışıldı.

İzmirlilerin deniz olan bağını güçlendirmeyi hedefleyen İzmirDeniz Projesi, İzmir körfezini çevreleyen kuzeyde Karşıyaka Mavişehir’den başlayıp Bayraklı, Alsancak, Konak ile devam eden ve güneyde İnciraltı’nda biten 40 km uzunluğundaki sahil şeridinin var olan kimliği korunup geliştirilerek geniş bir kamusal alan olarak yeniden düzenlenmesini içeriyor. Ancak proje sadece boyutlarının büyüklüğü ile değil, 100’den fazla tasarımcı, akademisyen ve uzmanı harekete geçiren proje elde etme süreciyle de dikkat çekici özgünlükler içeriyor. Türkiye kentleşme tarihinde bir ilk sayılabilecek bu girişim, hiyerarşik olmaktan çok eşitlikçi, tek sesli olmaktan çok çoğul sesleri içinde barındıran, kent adına değil kent ile birlikte kentlinin yaşantısına katılacak bir çevre oluşturmayı hedefliyor. Proje, çoğunlukla tepeden inme emrivakilerle toplumun sınırlı bir kesimine yönelik geliştirilen projelerin aksine, tartışmaya açık ve geniş katılımlı süreciyle kentsel ölçekte projelerin nasıl geliştirilmesi gerektiğine ilişkin öğretici bir deneyim ortaya koyuyor.

[ devamını oku ]

paylaş
November 16, 2012

Musibet Projeleri | İstanbul-O-Matik

yazan

Cem Kozar ve Işıl Ünal (PATTU Mimarlık), Musibet sergisinde yer alan İstanbul-O-Matik isimli projelerinde bir katmanlar, çoğulluklar ve biraradalıklar kenti olarak tanımlayabileceğimiz İstanbul’un son dönemdeki dönüşüm temayüllerine içeriden, eleştirel bir göz ile bakıyorlar. Tasarladıkları “kent yapma oyunu”nda, kentin aslında pek çok aktörün bir arada ve birbirleri ile ilişki halinde etken olduğu kolektif bir üretim olduğu ve güç dengelerinin bu aktörlerden herhangi birinin tarafına aşırı birikimi halinde kentin çoğul karakterini yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceği hakkında ipuçları veriyorlar.

[ devamını oku ]

paylaş
November 15, 2012

Adhokrasi Projeleri – Şimdinin Arkeolojisi

yazan

Adhokrasi sergisinde yer alan Şimdinin Arkeolojisi, Katerina Polychroniadi, Kalliopi Dimou, Spyros Nasainas, Sorin Istudor ve Georgios Makkas tarafından yürütülen bir araştırma projesidir.

20. yüzyılda İstanbul Rum cemaatinin durumu siyasi gerginlikler, nüfus mübadeleleri ve demografik değişimler yüzünden sürekli değişmekteydi. Kentin 100.000 kişilik Rum nüfusundan geriye şu an yaklaşık 2.000 Rum sakini kalmıştır. Bu olgu, aynı zamanda toplumun mimari mirasında ve onun mekansal organizasyon açısından dönüşümünde somut hale gelmiştir. Şimdinin Arkeolojisi’nde, Galata, Zoğrafyon, Landa ve Kurtuluş okulları dahil olmak üzere İstanbul’daki 50 Rum okul incelenmektedir. 1997 yılında Atina’da başlatılan ve halen devam eden araştırma projesi, İstanbul’un genel ortamı içinde yarı kamusal düğümler bağlamında Rum cemaatini anlamayı hedefler.

paylaş
November 14, 2012

Seminer Programı – Brüksel/İstanbul

yazan

Organizasyon: Wallonia-Brussels Architectures (WBA)
Tartışma Forumu: 15-16 Kasım 2012, 14:00-18:00
İstanbul Modern

Cedric Libert, Djamel Klouche ve Sinan Logie’nin küratörlüğünü yaptığı tartışma forumu çağdaş metropol riskleri için çeşitli fikirler ve yaklaşımlar ile yüzleşmek amacıyla Brüksel ve İstanbul’un dönüşüm süreçlerini farklı katmanlar kavramıyla bağlantılı olarak ele alacak. Son yılların, ağırlıklı olarak 2 hareketin ortaya çıkışına tanıklık ettiği gözleniyor: İlki, çizim yoluyla kenti şekillendirme fikri ve nesnelleştirilmiş unsurların anlaşılmasıyla bağlantılı. Bu yaklaşımda, büyük ölçekli kentsel formlar önem kazanıyor. Diğeri ise, yerel olanaklar ve vatandaşın talebine öncelik veren bir kent yaratmak amacına bağlı olan katılımcı bir yaklaşım. Bu tartışma forumu, bu iki farklı yaklaşıma vurgu yaparken, bu iki vizyonu birbirinden tamamen ayırıp karşı çıkmanın boşuna bir uğraş olacağı düşüncesinden hareketle, kent sorunlarını birden fazla araç ile ele almanın uygun olacağı önermesini ortaya koyuyor. Kent meselesini birbirine zıt stratejiler yerine, birbirinden ayrım gösteren stratejilerle birlikte ele alıyor (yukarıdan aşağı yerine aşağıdan yukarı); ve sahneyi yakın zamanda Brüksel ya da İstanbul’da bu konuyla ilgili kamusal tartışmalara katılan ve her iki şehirde kendi yöntemleriyle şehir için projeler üretmiş olan kişilere bırakıyor.

[ devamını oku ]

paylaş
November 14, 2012

Haliç Merkezi Projesi – Yona’ya Sorular

yazan

Adhokrasi Sergisinde yer alan Haliç Merkezi Projesi’nde Friedman’ın girişimiyle diyaloğa girmek için önerilen diğer bir müdahale Boğaçhan Dündaralp tarafından hazırlandı. Haliç Merkezi Projesi’nin küratörlüğünü Maurizio Bortolotti üstlenmiştir.

Yona Friedman’ın Haliç Merkezi Projesi için; biri yer-bağlam eksenindeki , diğeri daha global ölçekte ‘ bugünün kent yapısı’ içindeki konumunu sorgulayan 2 soru

Yona Friedman’nın yaklaşımları içinde “Haliç Merkezi Projesi” yer-bağlam ekseninde nasıl okunmalıdır ?

Yona Friedman 1960’lardan bu yana sürdürdüğü mimarlık yaklaşımına baktığımızda; insanların kendi yapma biçimlerini tetikleyecek bir takım araçları nasıl kullanacağına yönelik ‘teknik’ olanakları, altyapıları, üretimleri, iletişim modellerini araştırdığı kitaplar, rehberler ve organizasyonlar gibi farklı mimarlık üretim mecralarına odaklamış olduğunu görürüz.

Yona Friedman’nın Haliç Merkezi Projesi; “mega yapılar Çağı” olarak bilinen 60′ların ütopik mimari çalışmalarının paralelinde 1963’te geliştirdiği; köprü strüktürünün bir altyapı olarak kullanıldığı şehir-köprü fikrinin bir yerleştirmesidir.

Friedman’nın Şehir-köprü fikri (spatial city) , mobil (esnek) mimarlık araştırmaları ve çalışmalarının ardında savaş deneyimi yaşamış kentsel deneyimler bulunmaktadır. Savaş ya da afet ortamları, hayatta kalma, mahrumiyet, yoksunluk ve yoksulluk koşulları göz önüne alındığında bu araştırmalar bize; kendi kendine organize olabilen (self-organization), kendin yap (self-build) yöntemlerini kullanan, karar verici mekanizmalarının yerini iletişim modellerine bıraktığı, katılımcı tasarımın temel prensiplerinin araştırıldığı çok önemli ve güncelliğini hala koruyan çalışmalardır.

1960’lı yıllar Türkiye’nin planlı ekonomiye girdiği, kapitalin en önemli kıt faktör olduğu, zaten düşük olan kapitalin de sanayiye ayrıldığı bir dönem. Hızlı sanayileşmenin bedeli, şehirleşme ve konuta ayrılan kapitalin en aza indirildiği bu dönemde ‘Gecekondu’; İlhan Tekeli’nin deyimi ile “…modernist meşruiyeti içselleştirmiş bürokrasi ve mimarlar ve plancılar tarafından bir sorun olarak görülse de, ekonomi açısından inovatif bir çözüm olarak…” ortaya çıkmıştı. Friedman’nın yaklaşımları ile bu dönemden başlayan ‘Gecekondu’laşma arasında paralelliklerin ve tartışmaların gözardı edilmiş; yeterince tartışılmamış olması bu coğrafya için büyük kayıptır. Keza 1999 Kocaeli depremi sonrası yaşanan travmalar ve barınma problematikleri bugün bile bürokrasi-plancı-mimar ekseninde hesaplaşılmış, deneyimlerin aktarılabildiği bir düzlem üretemediğini 2011 Van depremi göstermiştir. Bu coğrafya’daki modernist planlama ve mimari eğilimleri o dönemde nasıl kendi ortamının enerjisini alternatif yaklaşımları üretemediyse; şimdilerde de özellikle de istanbul’da neo-liberal politikalarla yürütülen ve gücünü dünyadaki benzerlerine göre farklı dinamiklerden alan kentsel dönüşüm hareketleri içinde; ‘gecekondu’ ların yok edilerek ve “barınma hakkı” nı ihlal edilerek yürütüldüğü politikalarda da üretilememektedir.

Geç de olsa Yona Friedman İstanbul’a davet edilmiş; bienal kapsamında iletişime açık bir proje sunmuştur: Haliç Merkezi Projesi. Yukarıdaki açıklamalar bağlamında bu proje yer ve bağlam ekseninde bize söylemektedir ?
Yona Friedman, kendisine atfedilen ütopik etiketlerine karşı; her zaman mümkün projeleri geliştirmeye; hayata geçebilir projelerin peşinden koştuğunu söyler.

[ devamını oku ]

paylaş
November 14, 2012

Adhokrasi Projeleri – Kimliği Haritalandırmak

yazan


Antonio Ottomanelli, Irak’ta fotomuhabirlik yaparken, Kimliği Haritalandırmak projesini “Bağdat şehrinin hakim olan gerçekliğine mümkün olan en yakın haliyle, dürüst bir şekilde yeniden tasarımı için bir öneri” olarak oluşturdu. Bağdat’ın halen sivil bir haritası ve nüfus sayımı bulunmuyor; en yaygın olarak kullanılan harita 2003 yılında A.B.D. ordusu tarafından yapılmıştı. Ottomanelli, Bağdat Üniversitesi’nden güzel sanatlar öğrencileriyle yaptığı atölye çalışmaları sayesinde, gündelik hayatlarındaki sözlü hikayelerle günlük güzergahlarının çizimlerini kaydetmek üzere bir format yarattı. Anlatılar; suç, kontrol noktaları, yeni inşaatlar, şiddetli ölüm korkusu ve geleceğe dair iyimserlik hatıralarını kaydeden soyut mekansal işaretlerle içiçe dokunmuştur. İstanbul’da, Kimliği Haritalandırmak Atölyesi kolektif bir samimiyet biyografisi ifade eden üç adımda gerçekleştirildi.
Kimliği Haritalandırmak, Claudia Mainardi ve Giacomo Ardesio ile gerçekleştirilen bir Antonio Ottomanelli ve Paola Villani projesidir.
Kriz bağlamında IRA-C etkileşimi ve mimari araştırmaları ve Marmara Üniversitesi, İç Mimarlık Fakültesi ile işbirliği içinde gerçekleştirilmiştir.

[ devamını oku ]

paylaş
November 12, 2012

NCR06 – Trafo “Manzaraları”

yazan


Fotoğraflar: Sevim Sancaktar

Fotoğraf sanatçısı Sevim Sancaktar, İstanbul’un çeşitli semtlerine ve bazı Anadolu kentlerine dağılmış 120 trafoyu fotoğrafladığı çalışmasında, trafoların “dokümantasyonunu yapmaktan çok görüntülerle zeminin gerçeklik ve temsiliyetini karşı karşıya getirerek yeni bir düzlem oluşturmasını” irdeliyor. Sancaktar’ın ifadesiyle:’“Her gün yanından geçtiğimiz, etrafında dolaştığımız ama bir türlü temas edemediğimiz bu yapılar, kentlerin hızlı büyümesi ve kentte yaşayan insanların şehrin karmaşası içerisinde nefes alacakları yeşil alanları bulamamalarına bir çözüm alternatifi için kullanılıyor neredeyse. Sürekli binaların yükseldiği bir kentte parklar inşa etmek yerine, manzara resimleri bu eksikliği dalga geçercesine azaltan, kamusal bir hizmete dönüştürülüyor. Sadece bu trafoların şehirdeki dağılımından ve bu ‘makyaj’projelerinden bile çarpık kentleşmenin, kent yöneticilerinin endüstri ile kurdukları ilişkinin izi sürülebilir.”

paylaş