New City Reader’ın 7. sayısı Ekoloji sayfalarında Sonay Aykan imzalı bir metin.
Sözcüklerin değiş tokuş edildiği küresel bir piyasanın ortaya çıkmasıyla beraber, “sürdürülebilirlik” terimi de antre tabağımızdaki bir garnitür, evlerimizdeki bir süsleme, göğsümüze iliştirilen bir rozet gibi hayatımıza girmiş oldu. Eğer ideoloji “tam da dilbiliminin doğal gerçeklikle karıştırılması”[1] ise, bu durumda “sürdürülebilirlik” sözcüğünün güncel kullanımı, göstergeyi kökeninden kopararak ideolojik saptırmanın yeni biçimlerine kapı aralar. Sürdürülebilirlik mefhumuyla birlikte çevre artık büyüme peşinde koşan insan eylemlerinin önündeki direnç noktası olmaktan çıkar ve yapılı çevre üzerinden gerçekleştirilen insan müdahalesini meşrulaştıran, işbirliğine açık yepyeni bir rol üstlenir. Bir zamanlar iktisadi büyümenin önünde engel oluşturmakla itham edilen toplumsal sorumluluk ve çevresel koruma, kullanım değeri metalar dünyasından türetilen kavramlar ekonomisinde yeni bir değişim değeri elde etmiştir artık.